“Kadınsı Davranan Erkeğe Ne Denir?”
Tarihsel Arka Plan
Geleneksel olarak toplumlar, cinsiyet rolleri açısından “erkek” ve “kadın” davranışlarını birbirinden belirgin biçimde ayırmışlardır. Erkeklerin güçlü, sert, kararlı; kadınların ise yumuşak, nazik, bakım veren yapıda olması beklenmiştir. Bu ayrım, biyolojik “cinsiyet” (sex) ile sosyal “toplumsal cinsiyet” (gender) kavramlarının birbirine karıştırılması sonucu ortaya çıkan kültürel bir zemin üzerine inşa edilmiştir. :contentReference[oaicite:0]{index=0}
Örneğin İslam öncesi Arap kültüründe mukhannath kavramı, erkek bedene sahip olup kadınsı davranışlar sergileyen bireyleri tanımak için kullanılmıştır. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Batı’da ise “masculinity” (erkeksi) ve “femininity” (kadınsı) terimleri, 20. yüzyılın ortalarına kadar büyük ölçüde sabit rollerle ilişkilendirilmiştir. :contentReference[oaicite:3]{index=3}
Dolayısıyla “kadınsı davranan erkek” ifadesi aslında modern dünyaya özgü “erkeklik algısının sınırlarının aşılması” sözüyle yakından ilgilidir.
Terimsel Yaklaşım: Ne Denebilir?
“Kadınsı davranan erkeğe ne denir?” sorusuna kesin tek bir günlük kullanım karşılığı vermek zor. Çünkü bu tür bir davranış, hem toplumsal algılar hem de bağlama göre değişebilir. Ancak akademik ve halk dilinde yaygın bazı terimler şunlardır:
“Feminen erkek” ya da İngilizce karşılığıyla feminine man: Bu ifade erkek kimliğini taşırken davranış, tutum ya da ifade biçimi bakımından geleneksel erkeklik kalıplarının dışına çıkan bireyler için kullanılır.
– “Kadınsı erkek” ifadesi gündelik dilde karşılaşılan bir tanımlamadır ancak olumsuz ya da küçümseyici çağrışımlar taşıyabilir. Bu yüzden dikkatli kullanılması gerekir.
– Cinsiyet çalışmalarında “erkek feminenliği” (male femininities) kavramı, erkeğin kadınsı kabul edilen özellikleri benimsemesi ya da bu özelliklerle ifade edilmesi durumunu ifade eder. Örneğin Male Femininities adlı eser bu alana ışık tutar. ([NYU Press][1])
Dolayısıyla, terim seçimi sırasında hem saygılı bir dil kullanmak hem de bağlamı göz önünde bulundurmak önemlidir.
Günümüzde Akademik Tartışmalar
21. yüzyılda toplumsal cinsiyet çalışmaları, erkeklik ve kadınlık kavramlarını sabit kalıplar olarak görmekten uzaklaşmıştır. Toplumsal cinsiyetin “inşa edilmiş” bir olgu olduğu vurgulanmaktadır. :contentReference[oaicite:6]{index=6}
Erkeklik çalışmalarında gündeme gelen bazı ana başlıklar şunlardır:
– Erkeklerin feminen özellikleri taşımasının, toplumsal erkek kimliği açısından ne anlam taşıdığı. Bazı araştırmalar bu durumu erkeklik normlarına yönelik bir meydan okuma olarak değerlendirirken, bazıları da “erkek feminenliği”nin aslında erkek kimliği içinde bir çeşit varyasyon olduğunu öne sürmektedir. ([ScienceDirect][2])
– Kültürler arasında farklı erkeklik ve kadınlık anlayışlarının bulunması. Bazı toplumlarda “kadınsı davranan erkeğin” negatif algılandığı görülürken, diğerlerinde daha esnek bir bakış açısı mevcut. ([repository.ukim.mk][3])
– Toplumsal normların değişimi: Özellikle genç kuşaklarda erkeklerin duygu ifadesi, bakım verme rolleri ya da estetik tercihler konusunda daha esnek olduğu, “sert erkek” idealinin gerilediğine dair kanıtlar mevcuttur. Ayrıca bu durum “feminen erkeğin” iş, ilişki ya da sosyal çevrede nasıl algılandığına dair yeni tartışmaları beraberinde getiriyor.
– Dil ve medya aracılığıyla erkeklik/feminenity sınırlarının nasıl yeniden yapılandırıldığı. Bu bağlamda “masculine default” yani erkekliğin varsayılan hâl alması üzerine yapılan çalışmalar dikkat çekmektedir. ([arXiv][4])
Bu tartışmalar net bir “kadınsı davranan erkek” tanımına ulaşmak yerine, bu tür davranışların toplumsal kodları, normları ve bireysel kimlikleri nasıl etkilediğini irdeliyor.
Sonuç ve Düşünceler
“Kadınsı davranan erkek” ifadesi yüzeyde basit görünse de içerisinde derin toplumsal, tarihsel ve teorik dinamikleri barındırır. Erkek ve kadın kimliklerine yüklenen rollere bakıldığında, bu rollerin sabit olmadığı; değişebileceği ve yeniden tanımlanabileceği açıktır.
Eğer bu birey bir erkek kimliğini taşırken kadınsı sayılan özellikleri — örneğin duygu gösterme, bakım verme, estetik duyarlılık gibi — sergiliyorsa, bu durum otomatik olarak değer yargısıyla değerlendirilmemeli. Çünkü bu, “erkeklik” tanımının yeniden düşünülmesinden başka bir şey değildir.
Toplumsal boyutta, bu tür davranışlar erkeklik idealinin dönüşümünü işaret edebilir. Bireysel düzeyde ise her insanın kimliğini ve davranış biçimini yalnızca geleneksel kalıplarla sınırlamadan ifade edebilmesinin yolu açılabilir.
Sonuç olarak, bu tarz bir davranışa yönelik “ne denir?” sorusundan öte, “bu davranış hangi bağlamda ve hangi amaçla gerçekleşiyor?” sorusu önem kazanıyor. Dil ve kavramlar kadar, bu kavramların ardındaki toplumsal kodları da göz önünde bulundurmak gerekir.
::contentReference[oaicite:10]{index=10}
[1]: “Male Femininities – NYU Press”
[2]: “The impact of feminist approaches on masculinity scholarship”
[3]: “THE CULTURAL CONCEPTIONS OF MASCULINITY AND FEMININITY: THE DIVERGENCE …”
[4]: “Masculine Defaults via Gendered Discourse in Podcasts and Large Language Models”